Nesrin Bolu





















Canım arkadaşlarım,

Ne güzel yazmışsınız, hepsini sırasıyla okudum.
Ben de sınıftaydım. Boykot var denince, biz hemen Kabataş'ta toplanıp Bursa'ya giderdik. Bu sefer biraz farklı olduğunu hissetmişim ki çok acele davrandık. Yanımda yanılmıyorsam Canan vardı veya Belgin. Koşa koşa ana kapıya geldik. Şu an gibi hatırlıyorum, kapıdaki iki asker tüfeklerini ileri doğru uzatarak kapıyı kapattılar.

Çıkış yasak dediler, ben de askerlere alışık olmanın rahatlığı ile herhalde,
benim babam subay bizim çıkmamız lazım dedim ve nasıl oldu, sanki saatler sürdü...
O iki silah geri çekildi ve bize yol verdiler.
Ertesi gün mediko sosyalde ilaç yazdırdık ve meyve filan alıp Kağıthane'ye gittik. Ayşegül'ü gördüğümü hatırlıyorum galiba Erem'de vardı.
Anılarımız bizi o günlere götürdü. Onlar da olmasa sanki biz o günleri hiç yaşamadık.

Sevgiler

Ayşe Seçkin 1






Arkadaşlar,

O saatlerde okulda olmadığım halde bir iki laf etmeden duramayacağım.

Okulda olmama sebebim de Hüseyin’in dediği gibi sınıf temsilciliği seçimiydi. Hatırlarsanız ben de adaylığımı koymuştum ve diğer gruplardan arkadaşlar adaylığımı kabul etmemiş ve hatta birazda zor kullanmaya kalkmışlardı. Ben de seçim demokratik olmadığı için herkesi oy kullanmamaya davet etmiştim.

Daha sonrada Beşiktaş’a gitmiştim olanlar o sırada olmuş.

Özetle Hüseyin kesinlikle doğru hatırlıyorsun.

Bütün bunlar anılarda kaldı, elbetteki hatalar çok fazlaydı ve bu gün gelinen noktada bunu kanıtlamıyor mu?

Herkese selamlar

Hüseyin Ergün 2
















Merhaba arkadaslar,

Önce yazıma bu kadar destek geldiği icin herkese teşekkür ederim. Elbette olumlu yada olumsuz elestiriler de olacakti. Ben kendi penceremden bakip o gunun ruhunu cok bozmadan suya sabuna dokunmadan yazmak istedim. Ama gerek sevgili Yaşar' ın konuyu açması gerek sevgili Halil' in eleştirileri beni cevapsal, hatırlatıcı, daha detay bir yazı yazmaya itti.
Sevgili Mutahhar, çok iddialıyım ders Ali Riza Hocanın dersiydi. Asım Hoca bize ilk sınıfta gelmişti, halbuki bu 3. sömestir dersi idi.

Sevgili Halil, Kahramanmaraş olayları, 26 Aralık 1978 günü Ökkeş Kenger (sonra değiştirdi Sendiller) adlı o gün 17 yaşında olan bir faşistin (3-4 dönem önce BBP milletvekili)
başlattığı (belli ki kullanılmış) sonunda da binlerce Alevinin öldürüldüğü, tezgahlanmış ama sonunda da 3-5 sene öncesine kadar da hiç bir Alevinin Maraş' da yaşayamadığı bir olaylar dizisidir. 4 gün sürmüştür. Bu olayı bir Alevi olarak benim detayıyla bilmem doğal, ancak o günkü forum bu olayla -hiçbir tarih olarak bağlantısı yokken- nasıl ilgili olabilir. Halbuki biz okula 02 Ocak 1979 günü başladık. Bu olayla ilgili bir forumun okulun açıldığı günlerde yapılmış olması daha mantıklı değil mi? Ayrıca da faşistler (bak ben de faşist diyorum) sınav dönemlerinde okula getiriliyorlardı. Kasım ayında da sınav falan yok halbuki.

Çok iddialıyım bu olay temsilci seçiminde iki fraksiyonun çatışmasıdır ve istemeyerek de yapsanız bile polisin jandarmanın okula burnunu sokmasına yol açmıştır. Biz faşistleri sınavdan sınava jandarmanın arasında görürdük o yüzden kavga falan da düşünemezdik, ancak okul da çok kavga gördük fraksiyonlar arasında. Buna diyorsan eğer demokratik mücadele biz onda yoktuk, olmadık da birçok arkadaşım gibi. Yoksa o dönemde politize olmuş bir siz miydiniz sanıyorsun.. Taa liseden insanlar ot olmaktan kurtuluyorlar ve o üniversitelere ancak ot olmadıkları için girebiliyorlardı.Hatırlayın üniversite sınavı daha çok bilgiyi değil, genel yetenek bilgisini sorguluyordu.
Tabiiki, ne guzel soylemissin hicbirsey yapmadigimiz halde -SIZLER dediklerin- tutuklandik.Ama bak hala potansiyel tehlike,muhalefet cok buyuk cogunlukla bizleriz.
Ben olay cikaranlar disaridaydi diye YAZMADIM,hele ELEBASI kelimesini hic KULLANMADIM,kullanmam da,hos bir kelime degil.Bir daha kontrol et istersen.Ancak bana disaridan sigara veren ve gordugum birkac arkadas bizden daha keskin arkadaslardandi.Olayi kimin cikarttigini bilmem derste oldugum icin mumkun degildi.
Siz o gun suc olacak hicbirsey yapmadiniz(bunu da kim yazdi bilmiyorum ama vallahi ben yazmadim,tum sinifin yazdigini bana mi yukledin ne).Siz ne yaptiysaniz hakli,bizde neyi eksik yaptiysak haksizdik ancak aradaki catismalar bizi uzerdi ve bizi sizden uzaklastirirdi.
Hatta sevgili Yasar yazana kadar yazmayi dusunmuyordum ama yazayim.Bak ne oldu.O gece cikip cikmamayi tartisiyorduk,kampetleri kapilarin arkasina yigip yigmamayi.Ben soz aldim senden.Dedimki:-Arkadaslar,bizler bircogumuz buraya lumpen kucuk burjuva olarak geldik(ben asla kabul etmememe ragmen)ama burada marslar ogrendik,devrimci mucadele hakkinda bilgi sahibi olduk ve hatta sizin birer sempatizaniniz olduk.Ama bizi bu kavgaya,bu sekilde ki bir mucadeleye sokarsaniz eger,bizi korkutur kendinizden sogutursunuz dedim.Bu esasta bir konusma yaptim ve hatta bu sekilde konusacagimin senden daha once onayini aldigimi bile hatirliyorum.Bunun uzerine oylama yapildi ve bizim kogustan sabahleyin cikma karari alindi.Sonucta da 7 kogusun 4 unde cikma 3 unde savasma karari cikinca topluca cikildi.Sanirim 50 arkadasta 1 hafta Alemdag'da kaldiktan sonra birakildilar.
Kogus agasi bir espri idi bundan alinabilecegini dusunmemistin.Senin ciddililiginin arkasindaki gulumseyen yuzun hep bellegimde kalmis,belliki ona guvendim.Yine de ozur dilerim.Bizlerin ozellikle ben ve Yasar Turkmen'in firlamaliklarina(baglamayla hep misket oynardik),kogus disiplinini bozmamiza alttan aldigininda farkindaydim.Ama bunu dansozluk yaptim diye yorumlamana gerek yoktu diye dusunuyorum.
Sakincali konusuna gelince ben sakincali askerlik yaptim ama sebep bumuydu yoksa ustune buda gelincemi oldu bilmiyorum.
Cocuklarimiza da benim anlattigimi okutacak halimiz yok neyi hissettiysek onu anlatiyoruz zaten.Farkli boyuta getirdigimi belirttigin anilarimiz 29 yil sonra yazdigim icin canlandi bak.Kendimize gore duzeltip anlatiriz.
Halil'cigim duzetmek istedim sadece.
Selam herkese.

Gürses Öner 2

Selamlar,

Sevgili Vehbi, kusura bakma sen söyleyince hatırladım, haklısın. Ben Erol diye kafama koymusum. Ayrıntıyı düzelttiğin için teşekkürler.

Ömer Şekerci 1




Halil Kardeşim ne güzel döktürmüşsün hala formundasın.

Sevgili arkadaşlar, anıları okuyunca yaşı falan unuttum. Halilin dediği gibi daha genciz diye düşünüyorum. Ne güzel günlerdi o günler. Bizleri de bunca yıl sonra bir arada tutan bu anılar olsa gerek. Galiba kötü anılar unutulmuyor.

Hafızalara da hayran kaldım yani, mekan ve isimlerle ne güzel yazılar onlar. Gelelim o güne ; birinci katta tuvaletin penceresinden (A-1 tarafından) aşağı atlamıştık. Sevgür, Hakan Hızır vardı diye hatırlıyorum.(Sevgür bide sen anlat) Sonra da Feza Büfe'ye gittiğimizi hatırlıyorum.

80 öncesi ve sonrası çok güzel anılarımız da vardı. Bir ara onları da döktürelim. Boğaz gezileri, Taşlık muhabbetleri gibi.

Necmettin Ayan 1






Arkadaşlar merhabalar
O gün ile ilgili bende bazı eklemeler yapmak istiyorum. Ben rahatsızlığım nedeniyle sabah hastahaneye gitmiştim. Okula geç geldiğimden direkt olarak pembe binaya gittim ve dersten kaçan bazı arkadaşlarla çay içiyorduk. Arkadaşların tutuklandığı haberi gelince otobüslerin yanına gidip sigaralar vermiştik.

Ben ve Vedat, Arif Kod'u göremeyince gidip abisine haber verdik. Abisi akşam eve gittiğinde Arif'i evde görünce çok şaşırmış. Aynı şaşkınlığı biz ertesi gün Arifi okulda görünce yaşadık. Olayların ardından arkasına bakmadan ve bizleri araştırmadan eve gitmiş.

Ertesi gün Taci Mediko'nun kapısında oturmuş bizlere isteyeceğimiz ilaçların listesini veriyordu. Alınan ilaçlar ve meyveler Kağıthane'ye götürdük. Kışla kapısında şarkı söylerken bir arkadaşımızın annesi sert bir ses ile "asıl anarjist bunlar ve dışardalar, benim oğlum içerde" diye askerlere çıkışıyordu.

Hüseyin, bizleri eski günlere götürdüğün için teşekkürler.

Arif bu tür hatıralarımızın kaybolmaması için web sayfamızda bir yer ayırıp ortak anılarımızı toparlamaya ne dersin.

Yaşar Çalışkan 1

arkadaşlar merhabalar,

benim için pazar sürprizi oldu bu anı. Benim içinde unutulmaz anlar var. anfinin kapısına yakındım, herkes kapının önüne yığılmıştı, kapı açıldığında dışarıda 2-3 asker vardı. G-3 piyade tüfeğini karnımda hissettim, yanımdakiler yapma çekil asker dediler, arkadaki kalabalık bastırınca asker çekildi dışarı çıktık. 2-3 saat kovalamaca, alt kattaki tenis masasının üzerinden atlayarak yapılan müthiş bir kovalamaca.

Kağıthaneye gittiğimizde, kayıt yaptırmadığım için, uyku tulumsuz, soğuktan donarak geçirdiğim iki gece. Bir de gündüz bahçede eğlence maksatlı yapılan güreş oyununda bizim sınıfı temsil eden Eyüp arkadaşımızı tekwando eğitimli bir arkadaşın çuval gibi savurması...

İçerde son gece, ertesi gün bırakılacağımız söylentisi var. Her fraksiyon görüşünü bildiriyor, hiç unutmam bir arkadaş kampetlerle barikat kuralım, direnelim dedi. Askeri kışlada, içerdesin, dışarıya çıkmamak için direneceksin, olacak şey değildi.

Bu arada sevgili Hüseyin de söz alıp, arkadaşlar solculuk nedir bilmezken itü' ye gelerek en azından sempatizan oldum, saşmalamayalım da dışarı çıkalım gibi sözleri olmuştu. Anlatılacak güzel anılar. O zaman yapılan olayların gerçekten ne maksatla yapıldığı konusunda şüphelerim var, keşke samimi olarak demokrasi, insan hakları, barış ve özgürlük adına yapılsaydı. Bugün daha farklı olurduk. Aradan geçen yıllarda o günlerde daha fazla demokrasi ve özgürlük olduğunu görüyoruz, ama herhalde bize fazla geldiği için artık yok. Hakikaten yıllar öncesine gidip yaşamak çok güzeldi. Olayı yıldönümünde hatırlayıp , hatırlatanlara teşekkürler, selamlar, sevgiler .

Vehbi Deniz 1

Sevgili Gürses Hafızanda unutmalar başlamış. Beni Unutmuşsun.
Erol Habip varmıydı hatırlamıyorum ama, odada bende vardım.
Doğrudur Selim ile sizler bilgisayar odasında idiniz. Ben ise anfide oturuyordum.
Bir ara Selim Kaşkolunu anfide unutmuş almaya geldi. Banada olayı anlattı, sende bilgisayar odasına gel diye beni çağırdı. Ben de onunla odaya geldim. Senin anlıyacağin odada bende vardım. Diğer Herşey dediğin gibi.

Sevgiler sunuyorum.